Hem kendimizin dillendirdiği, hem de çevremizdekilerden en sık duyduğumuz sağlık şikayetlerinden biri de baş ağrılarıdır. Baş ağrısı başın herhangi bir noktasında başlayabilir ve başın iç kısmı haricinde, kafa derisini ve yüzü de kapsayabilir.
Birbirinden oldukça farklı sebepler değişik türde ağrılara yol açar. Birkaç saat süren baş ağrılarının yanı sıra birkaç hafta boyunca süren ağrılar da vardır. Tiplerine göre baş ağrıları farklı gruplara ayrılır.
Baş ağrısı beyindeki veya vücuttaki diğer başka bir hastalıktan dolayı kaynaklanıyorsa bu ağrı, ‘ikincil baş ağrıları‘ diye sınıflandırılır. Öte yandan baş ağrısı başka hiçbir hastalığa bağlı olmayıp kendisi bir hastalık olarak ortaya çıkabilir. Başka bir hastalıktan kaynaklanmayan baş ağrıları, ‘birincil baş ağrıları‘ grubunda yer alır. Her ne kadar günlük hayatımızda ayrım yapmaksızın hepsine birden ‘baş ağrısı’ desek de, baş ağrısının migren, gerilim, küme gibi farklı türleri ve farklı nedenleri vardır.
Migrenin neden ortaya çıktığı henüz tam olarak aydınlatılamamış olsa da, genetik ve çevre faktörlerinin bu durumda önemli bir rol oynadığı bilinir. Migren beyin damarlarının çeşitli tetikleyiciler nedeniyle genişleyip tekrar daralmasıyla ortaya çıkan baş ağrılarıdır. Kan dolaşımı sorunlarının ve ağrı sinyallerini iletmede önemli bir rolü olan, 5. beyin sinirindeki (trigeminal) değişikliklerin de migrene yol açma ihtimali üzerinde durulur.
Araştırmalar serotonin ve diğer ağrı düzenleyici kimysalların migrenin ortaya çıkmasında etkisi olabileceğini ortaya koymaktadır. Migren sırasında düşük seviyeye inen serotonin kimyasalı, trigeminal sinirinin ‘nöropeptid‘ molekülü salmasına neden olan bir sinyal gönderir. Nöropeptidler menenje, yani beyin zarına ulaştığında bu durum migrenle ilişkilendiren baş ağrısına yol açar.
Stres, açlık, uykusuzluk, çikolata ve şarap gibi bazı besin türleri, ses veya görüntü gibi duyusal sinyaller, olası migren tetikleyicileridir. Bazı kadınlarda, normal hormon dalgalanmaları da migreni tetikler.
Gerilim tipi baş ağrısı, boyun ve kafa derisini de içine alabilen bir ağrıdır. Genellikle başın arka tarafında başlayıp öne doğru yayılır. Omuz, boyun, kafa derisi veya çene kaslarının gerilmesi bu tipteki baş ağrısının başlıca nedenidir. En çok karşılaşılan baş ağrısı olan bu türde, anksiyete, depresyon, stres ya da başın zedelenmesi, kas gerilimine ve baş ağrısına yol açar.
Uzun bir süre boyunca başın sabit bir şekilde tutulduğu, örneğin bilgisayar başında çalışmak gibi aktiviteler gerilim tipi baş ağrısına neden olabilir. Bu tip baş ağrsının diğer tetikleyicileri aşırı efor sarfetme, kötü uyku pozisyonu, uykusuzluk, diş gıcırdatma, halsizlik, sinüzit, göz yorgunluğu veya öğün atlama olarak sıralanabilir.
Bazı gıdaların da baş ağrısını tetiklediği bilinmektedir. Eski peynirler ve çikolata bu yiyecekler arasındadır. Yiyeceklerin içindeki doğal ya da yapay maddeler baş ağrısını tetikleyebilir. Alkol ve baş ağrısı her zaman birlikte anılır. Bunların dışında örneğin kahve alışkanlığı olan bir kişi, her gün alışık olduğu miktarda kahve içmediğinde, kafein yoksunluğu nedeniyle baş ağrısı çekebilir.
Yakın bir zamanda ülkemizdeki 12-18 yaş arası gençleri içeren bir araştırma sonucuna göre, bu dönemde pek çok gençte gerilim tipi ve migren tipi baş ağrılarının ortaya çıktığı görülmüştür. Hormonal değişikliklerin yanı sıra hem psikolojik hem de çevre ile ilgili ilişkilerde yaşanan değişiklikler gençlerin baş ağrılarından şikayet etmesine yol açtığını göstermiştir. Ergenlik dönemi gençler için stresin yoğun olduğu bir dönemdir. Örneğin lise çağında artan sınav stresi ve yoğunlaşan ders programı baş ağrılarını tetikleyebilir.
Küme baş ağrısı aniden başlar ve kişiyi, gece uykusundan uyandıracak kadar şiddetli olabilir. Ağrı gün içerisinde birkaç kez kendini gösterir ve bu durum aylarca sürebilir. Ardından ağrı aynı şekilde kaybolur ve yine birkaç ay boyunca ortaya çıkmaz. Henüz bu tip ağrıların kesin nedeni bilinmiyor olsa da, bazı bilimadamları bu durumu serotonin ya da histamin salgısının ani salgılanmasıyla bir bağlantısı olduğunu düşünmektedir. Parlak ışıklar, yüksek irtifa, sıcaklık ve fiziksel yorgunluk, küme baş ağrısını tetikleyebilir. Küme baş ağrısı diğer baş ağrısı türlerine göre daha az rastlanan bir ağrıdır.
Yazının başında da belirttiğimiz gibi ikincil baş ağrısı başka bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkar. Baş ağrısına neden olan hastalıklardan bazılarını aşağıdaki listede bulabilirsiniz. Daha önce hiç yaşamadığınız türde, şiddetli, sık tekrar eden, enseden başlayan ve ani gelişen baş ağrıları yaşıyorsanız, bu ağrıların altında üzerinde durulması gereken başka bir rahatsızlık yatıyor olabilir.
Yukarıdaki tanıma uyduğunu düşündüğünüz ağrılar mutlaka ciddiye alınmalı ve ihmal edilmemelidir. Baş ağrısıyla birlikte kusma, bulantı, zihin bulanıklığı ve görme bozukluğu gibi şikayetleriniz de varsa, zaman kaybetmeden bir doktora görünmelisiniz. İkincil baş ağrısının altında yatan bazı hastalıklar hayati risk taşıdıklarından, erken teşhis oldukça önemlidir.
İkincil Baş Ağrılarına Neden Olabilecek Hastalıkları Şu Şekilde Sıralayabiliriz:
Günlük kronik baş ağrıları, yukarıda sıralanan ve ikincil grup baş ağrılarına neden olarak gösterilen hastalıkların bir belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Ancak başka bir olasılık da bu ağrıların birincil gruba dahil, herhangi bir hastalıktan kaynaklanmayan ağrılar olmasıdır. Bu durumda vücudunuz ağrı sinyallerine karşı aşırı tepki vermeye başlamış ya da beyninizin ağrıyı bastıran sinyalleri görevini yeterince iyi yapmıyor olabilir.
Başka hastalığa bağlı olmayan ama her gün ortaya çıkan ağrılardan şikayet eden kişilerin çoğunda, çok sık ağrı kesici aldıkları için tekrarlayan baş ağrıları görülür. Ağrı kesiciye alışan vücut, ilaç alınmadığında baş ağrısıyla cevap verir. Haftada 3 günden ve ayda 9 kezden fazla ağrı kesici alıyorsanız, günlük baş ağrıları riskiyle karşı karşıyasınız demektir.
Baş ağrısı, başın herhangi bir bölgesinde hissedilen ağrılı bir durumdur. Baş ağrısı birçok farklı nedenle ortaya çıkabilir, en yaygın nedenler arasında stres, gerginlik, migren, sinüzit, yorgunluk, düşük kan şekeri, kas gerilimi, hormonal değişiklikler ve baş-boyun travmaları bulunur.
Baş ağrısının belirtileri ağrının şiddetine, tipine ve nedenine bağlı olarak değişir. Genellikle ağrı, basınç hissi, gerginlik hissi, bulantı, kusma, ışığa veya sese hassasiyet, baş dönmesi ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler görülebilir.
Bazı durumlarda, baş ağrısı ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Özellikle ani ve şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, görme bozukluğu, konuşma bozukluğu, felç belirtileri veya kafa travması sonrası baş ağrısı varsa, derhal bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.
Baş ağrısının tedavisi genellikle altta yatan nedenine bağlıdır. Hafif baş ağrıları için genellikle dinlenme, su içme, stresi azaltma, uygun bir pozisyonda dinlenme, ılık bir duş alarak gevşeme gibi ev tedavileri önerilir. Ayrıca, ağrı kesiciler veya anti-inflamatuar ilaçlar da kullanılabilir. Kronik veya şiddetli baş ağrıları için bir doktora başvurmak ve uygun tedaviyi belirlemek önemlidir.
Baş ağrısını önlemek için bazı önlemler alınabilir. Bunlar arasında düzenli egzersiz yapmak, stresi azaltmak için gevşeme tekniklerini uygulamak, yeterli ve düzenli uyumak, sağlıklı bir diyet sürdürmek, yeterince su içmek, kafein alımını kontrol etmek, düzenli olarak göz muayenesi yaptırmak ve sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek yer alabilir. Ayrıca, migren gibi belirli baş ağrısı türlerinden muzdaripseniz, tetikleyicileri tanıyıp kaçınmak da önemlidir.